Çevreci Beşeri Bilimler Hakkında
“Tabiata saygı, aklın vicdanıdır.”
Mustafa Kemal Atatürk
“İnsanlık ve insan dışı dünya daima birbirleriyle sarmaş dolaş bir dansın içerisinde olmuştur.”
Jane Bennett
Gelişmekte olan Çevreci Beşerî Bilimler alanı, birçok çevresel konuya ve küresel çevre sorunlarının ortaya çıkarmış olduğu en önemli acil sorunları ele alan ve birbiri ile kesişen disiplinlerin birlikteliğinden oluşmaktadır. Bu alan, edebiyatı, kültürel çalışmaları, görsel ve gösteri sanatlarını, müziği, tarihi, felsefeyi, etiği, eleştirel teoriyi, medya çalışmalarını ve arkeolojiyi kapsar. Beşerî bilimler alanında çalışan bilim insanları, insan ile insan ötesi olanın birbiri içine geçmiş karmaşık ilişkilerini, türler arası ilişkileri, iklim değişikliğini, plastik kirliliği, toksik bedenleri, sürdürülebilirliği, çevresel/türsel/iklimsel adalet konularını, iklim mültecilerini, insan sonrası ekolojileri, Antroposen söylemlerini, fosil yakıt ekonomisini, sosyal politikaları ve insanın dünyayı algılayışı ve dünyaya yaklaşımı üzerinde etkili kültürel faktörleri ele alırlar. Bu alan, iş birliklerine uygun disiplinler arası bir araştırma platformu olarak tanımlanabilir. Bu alanın temel amacı, dünya çapında sayısı giderek artan önemli yayınlarla, konferanslarla, çalıştaylarla, seminerlerle, belgesellerle ve belgelerle, küresel çaptaki çevresel bozulmanın önem ve etkisini aktarmaktır. Beşerî bilimler, güzel sanatlar, sosyal bilimler ve doğa bilimlerinden bilim insanları birbirleriyle ilişkili olan sosyal ve ekolojik krizleri araştırmaya başladıklarında, daha yüksek çevre bilinci oluşturabilirler, çevresel bir farkındalık oluşturarak problem çözme süreçlerinde önemli bir rol oynayabilirler ve insanlığın yön değiştirmesine rehberlik edecek yolları gösterebilirler.
Bu yollardan biri, dünyada bilmeye ve var olmaya dair yöntemlerimizi ve insan odaklı fiziksel çevre algılarını değiştirme anlamında büyük öneme sahip ekoloji odaklı yeni edebi ve kültürel anlatılarla dünyanın hikayesini yeniden yazmaktır. Böylesi bir değişiklik, ekolojik olarak sürdürülemez sosyal uygulamaların, politikaların ve kültürel söylemlerin değişmesi gibi önemli sosyal ve kültürel sonuçlar doğuracaktır. Eko-eleştirmen Summer Harrison, “Environmental Justice Storytelling” başlıklı makalesinde bu durumu şöyle açıklamaktadır: “hikayeleri nasıl anlattığımız dünyada nasıl davrandığımızı etkiler” ve “anlatılar çevresel sorunları ve çözümleri nasıl anladığımızı etkiler.” (ISLE 24.3) [2017)]: 458,59). Bu yüzden, “alışılmışın dışında hayal etme” kapasitemizi geliştirmeye ihtiyacımız vardır. (Haraway, Staying with the Trouble, 2016:51). Yeni bir edebi tür olarak karşımıza çıkan iklim değişikliği kurgusu (Cli-Fi), insanlar, diğer türler ve çevre arasındaki ilişkileri hayal etmemizi mümkün kılan kültürel alışkanlıklarımızı gözden geçirmemizi sağlar.
Çevreci Beşerî Bilimler, toplumsal ve siyasi konuların özünde derinlemesine birbiriyle nasıl iç içe geçmiş olduğunu ve insan merkezli düşünme biçiminin ve davranışların, dünyaya karşı mevcut yaklaşımları belirlemeyi nasıl rahatsız edici bir şekilde devam ettirdiğini araştırır. İnsanların dünyayı algılama ve davranma şeklini değiştirmek için Çevreci Beşerî Bilimler alanındaki bilim insanları, bilgi yapılarını insan merkezci prangalardan kurtarmak, çevre sorumluluğu bilinciyle dünyadaki var oluşumuzu ve diğer türlerle ilişkilerimizi yeniden düşünmek için ciddi çaba sarf etmektedirler. Küresel iklim değişikliğinin, bölgesel düzeylerde farklı biçimde tecrübe edilse de insan merkezci düşünce yapısı ile yakın bir ilişkisi vardır. Bu durum, fosil yakıt ekonomileri ve karada ve denizde plastik kirliliği, ormanların yok edilmesi, kontrol edilemeyen yangınlar, türlerin nesillerinin tükenmesi, toprak erozyonu, kuruyan göller ve nehirler ve tüm çevresel adaletsizlikler gibi karşılaştığımız tüm çevresel sorunlar üzerinde etkilidir. Kısaca, insan merkezcilik, toplumsal, ekolojik ve siyasi hükmetme, sömürü ve baskı süreçlerini besler. Bu çevresel sorunlarla başa çıkmak için, dünyanın farklı bölgelerindeki Çevreci Beşerî Bilimler merkezleri ve yüksek öğretim programları, iklim değişikliği ve diğer çevre konularının kültürel hayal gücündeki etkilerini çalışmaktadırlar. Bu merkezler ve programlar, edebi ve kültürel çalışmalar, güzel sanatlar ve felsefe gibi alanların dönüştürücü fikirlerini kullanarak birçok çevresel soruna sürdürülebilir çözümler bulma anlamında etkili bir şekilde katkıda bulunmaktadırlar.
Kapadokya Üniversitesi Çevreci Beşerî Bilimler Merkezi hem ulusal hem de uluslararası çapta sınıflarda, konferanslarda, seminerlerde ve çalıştaylarda ekoloji odaklı söylemler aracılığıyla, çevre bilincini yaymak amacıyla bu uluslararası konsorsiyuma katılmıştır. Merkez, çevresel sorunların çözülmesinde iş birliğinin çok önemli olduğu görüşünü ve sosyal, kültürel, bilimsel ve tarihi bağlamlarda insan ile insan ötesi arasındaki ilişkilere dair bilgiyi geliştiren disiplinler arası araştırmayı desteklemektedir. İnsan merkezciliğe karşı çıkmak; çevresel farkındalığı yaymak; sosyal ve çevresel zorluklara etik açıdan uygun yöntemleri geliştirmek ve ekoloji odaklı kültürel söylemleri geliştirmek için, iklim değişikliği, doğa-kültür ilişkisi, insan ve insan olmayan arasındaki ilişki, toksiklik, bedenler, insan sonrası ekolojiler, Antroposen odaklı bakış açısının ortaya çıkardığı güçlükler, çevresel/ türsel/ iklimsel adalet konuları ve ilgili birçok diğer konu üzerinde küresel ve ulusal bağlamda araştırmalar yapmaktadır. Kapadokya Üniversitesi ÇBBM’nin amacı, ekoloji odaklı disiplinler ötesi araştırmayı geliştirmektir. Tıpkı ekolojik tehditler gibi, projelerimiz ve fikirlerimiz de sınır tanımamasına, ayrım yapmamasına ve hiçbir kısıtlamaya maruz kalmadan serbestçe yayılmasına ihtiyaç vardır. Merkezimiz bu ihtiyaçları karşılamak için yoğun çalışmalar yürütmektedir.